Mafya Filmlerinin "Baba"sı

Aydın Sever - 18 Haziran 2017

Francis Ford Coppola'nın "The Godfather" (Baba) serisi sinema tarihinin en önemli serilerindendir. 

Üçüncü film diğerlerinden bir hayli düşük seviyede olsa da ilk iki film genelde birlikte anılır. "The Godfather" denilince birçok sinemasever (buna ben de dahilim) iki filmi birbirinden ayıramaz, bu filmleri hep bir bütünmüş gibi düşünür.

"The Godfather" sinema tarihinde devam filmi en az ilk film kadar iyi olan (ki bazıları The Godfather 2'yi ilk filmin önüne bile koyar) tek filmdir ve özel bir yeri vardır. 

Filmlerde oyuncu kadrosu yıldızlar geçidi gibidir. Hepsi tek başına bir film için fazlasıyla yeterli oyuncular olan Marlon Brando, Al Pacino, De Niro, James Caan, Robert Duvall ve Diane Keaton'ın müthiş performanslarına hem iyi bir senaryo hem de Coppola gibi gerçek bir sinema işçisinin yönetmenliği eklenince ortaya çıkan sonuç tartışmasız bir başyapıttır.

Filmlerin Marlon Brando ve onu takip eden sonraki nesil oyuncular Robert de Niro ve Al Pacino'yu aynı projede görmek açısından ayrıca bir önemi vardır.

The Godfather aslında Michael Corleone'nin (Al Pacino) hikayesini anlatır. Dolayısıyla da aslında bir Al Pacino filmidir. Büyük aktör rüştünü tam anlamıyla ispatlar The Godfather'da.

Serinin olağanüstü müzikler eşliğinde birçok klasik sahnesi ve repliği vardır.

İlk filmin sonuna ait klasik sahnemize gelince; Michael Corleone babasının yerine geçmiş, ailesine sahip çıkmış ve ailenin başı olarak yeni Don Corleone olmuştur. Bir zamanların madalya sahibi ve savaş kahramanı bir asker olan Michael, artık ülkenin en önemli çetelerinden birinin başındadır. Zamanında aile işlerine hiç karışmak istemeyen Michael’ı yaşanan olayların yönü ve o müthiş egosu bu yola sokmuş ve bir canavara dönüştürmüştür. 

Don Corleone her zamanki gibi karanlık bir odada bulunmakta ve onun için en önemli şeylerden biri olan çevresindekilerin saygılarını kabul etmektedir. Odanın kapısı yavaşça kapanır. Bu arada kapı aralığından Michael’ın karısı Kay (Diane Keaton) bu sahneyi görür ve kocasındaki bu ruh halini birkaç saniye büyük bir endişeyle izler. Michael artık aşık olduğu ve uğruna birçok zorluğa katlandığı o insan değildir. O artık bir katil ve mafya babasıdır. ilk film bu sahneyle son bulur.

Daha sonradan Michael'ın bu müthiş egosu kardeşini öldürtmeye kadar götürecektir kendisini.

İşte sahnemiz: