Onur Saylak’tan Çarpıcı Bir Film:Daha

Hayat Van Eck

Nihayet "Daha" filmini izleme şansını yakaladım. "Hakan Günday"ın kitabından uyarlanan (gerçi filmin sonunda esinlendiği belirtiliyor) film, Onur Saylak’ın ilk uzun metrajlı filmi olma özelliğini taşıyor. Kendisini son olarak “Vatanım Sensin” isimli dizide başarıyla canlandırdığı Tevfik karakteri ile izlediğimiz benimse özellikle Özcan Alper’in 2008 tarihli Sonbahar filmiyle tanıdığım ve sevdiğim Onur Saylak bu kez kamera arkasına geçerek oldukça başarılı bir iş çıkarıyor.

Bugün tüm dünyada artık kanayan bir yara haline gelen mülteci sorununu bu kez “insan tacirlerinin” ev sahipliğinde izliyoruz. Daha, günümüz Türk yazınında belki yer altı edebiyatına en yakın kalemlerden biri olan Hakan Günday’ın kitabı. Doğrusu filmi izledikten sonra öncesinde kitabı okumuş olmaktan dolayı üzülmedim dersem yalan olur. Çünkü yönetmenliğinden oyunculuklara, görüntü yönetiminden, müziklerine kadar oldukça başarılı bir ilk yapım olan filmi ister istemez kitapla karşılaştırdım. Böyle olunca da kitaptan aldığım duyguyu ne yazık ki filmden alamadım.

Film kısaca göçmen kaçakçılığı yapan baba Ahad (Ahmet Mümtaz Taylan) ve on dört yaşındaki oğlu Gaza’nın (Hayat Van Eck) ilişkileri üzerine kurulu. Baba herkese kötü davranan, sürekli içen, oğlunu hastanelik edene dek döven, sakladığı göçmenlere tecavüz eden ve onları rüşvet olarak kasabanın ileri gelenlerine satmaktan çekinmeyen biri. Baba ve oğul arasında en ufak bir sevgi, iletişim yok. Gaza okumak isterken, Ahad onun okumasına karşı ve kendi işini yapmasını istiyor. Çocuk İstanbul’da bir okul kazanıp gitmek istemesine rağmen ona engel oluyor. Bu noktadan sonra Gaza’nın gittikçe değerlerini kaybettiğini ve bir psikopata dönüştüğünü izliyoruz.

Ahmet Mümtaz Taylan’ı bu tip bir rolde daha önce sanırım hiç izlememiştik. Bazı oyuncular hep aynı tip karakterlerle anılırken, Ahmet Mümtaz Taylan canlandırdığı hiçbir değere sahip olmayan Ahad karakteriyle her rolün altından başarıyla kalkacağını bir kez daha ispatlıyor bize.

Gaza rolünde izlediğimiz genç oyuncu Hayat Van Eck için ise Onur Saylak’ın başarılı keşfi dersek yanılmış olmayız. Karakterinde yaşadığı dönüşümü bize çok başarılı bir şekilde aktarıyor.  Özellikle gözlerini babasının gözlerine dikerek ona bir rap şarkısıyla meydan okuduğu sahne beni oldukça etkiledi. 

Aslında kitabın alt metninde oldukça fazla politik mesaj var. Her ne kadar film daha çok baba-oğulun ilişkisini konu almış olsa da zaman zaman günah çıkarma minvalinde işittiğimiz dış ses romanın alt metnindeki politik mesajları dillendiriyor.

Bu insan ticaretinin denizdeki halkası olan Dordor ve Harmin kardeşler de filmin önemli karakterlerini oluşturuyorlar. Yasadışı bir işin içerisinde de olsalar belli ahlaki değerlere sahip bu iki kardeş de Gaza’nın hayatında önemli birer role sahipler.

Özcan Alper, Derviş Zaim, Handan İpekçi gibi Türkiye’nin sayılı yönetmenlerinin projelerinde görüntü yönetmeni olarak çalışan ülkemizin dikkate değer görüntü yönetmenlerinden Feza Çaldıran’ın başarılı ışık kullanımı zaman zaman izleyici üzerinde açık alanlarda bile klastrofobik bir etki yaratırken, filmin sonlarına doğru Gaza’nın yüzündeki şeytani ifadeyi yakalamayı başarıyor.

Onur Saylak

Onur Saylak film ve cast üzerinde gerçekten titizlikle çalışmış. Filme dair her şey çok özel. Örneğin Sarp Sözdinler tarafından yapılan afiş, filmin prömiyerini yaptığı Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali’nde en iyi afiş seçildi. Tüm bunları çok rahatlıkla görebiliyoruz. Bununla birlikte ister istemez kitapla arasındaki sıkışmışlığı hissediyorsunuz. Örneğin film öyle bir yerde ve öyle bir şekilde bitiyor ki devamının geleceğini düşündürüyor.

Daha, beyazperde daha fazla görmek istediğim türde filmlerden biri. Umarım Hakan Günday, Onur Saylak ve Feza Çaldıran’ın ortaklığı devam eder. Kaliteli internet dizisi Şahsiyet bize bu beraberliğin devam edeceğinin sinyallerini veriyor. Belki bir sonraki film Zargana olur. Kim bilir…